Şüphesiz ki biz bayanların topuklu ayakkabı ile ezelden beri bir derdi var. Yoksa bu kadar çok acı çekmemize rağmen bu kadar çok arzu etmemizin bence başka sebebi olamaz. Her giydiğimde (topuk boyu önemsiz) allahım bir daha giymeyeceğim desem de ; işin aslı o kadar kolay olmuyor. Ayakkabılıktaki o iki çift beni ele geçiriyor adeta beynimi yıkıyor sonuç gene hüsran gene hüsran gece yarısı şişmiş ayaklar ağlamaktan kızaran gözler vs . Ama gel gelelim bizim topuklu ayakkabı anlayışımızla Alexander Mcqueen 'in topuklu anlayışı bir değil. Yukarıdaki ayakkabılar çoğu kendisine ait. Yalnız biri kendisine''bunları insan giyecek insan !'' diye çıkışmalı. Ama ben genede giyerim bunları diyenlere de kendilerine ait özel ortopedist bulundurmalarını tavsiye ediyorum çünkü bazıları gerçekten bilek kırıcı.
Louboutin ise bir 19. yüzyıl geleneği olan topuklu ayakkabıdan şampanya içmek ritüelini gerçekleştirmek için özel üretim Piper Heidsieck şampanyayla birlikte kristal topuklu ayakkabıyı birlikte satıyor. Ayrıca gene Louboutin'nin Bollywood ayakkabılarını seveceğinizi düşündüm.
Ve son olarak Alberto Guardiani 'nin kırmızı topuklu ayakkabılar gerçekten nefes kesici. Bu topukların başka renkleri de mevcut ama siyah ve kırmızı uyumu kadar muhteşem durmuyor bence. Hatta Tuğba Özay'da bu ayakkabılardan var. Aynı ayakkabıyı ard arda farklı canlı yayınlarda giymişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder